Header Ads

Header ADS

Briefly on “Fear Factor” for current reactionary trend and reactionary measures to take back the democratic rights.

With the current developments, the "fear factor" has been one of the most important way of which the ruling classes in industrialized countries convinced the masses to voluntarily give up their "democratic rights" without any opposition. The trend in the world lately -especially recently - has been towards reactionary, autocratic, fascist government forms of bourgeois democracy. 

In some countries where the masses already have long experience and tradition of bourgeois democracy (in countries like USA, England, France), ruling classes will inevitably face active opposition to reactionary measures. In this specific, they will create the conditions and use the fear factor for the implementation of reactionary measures to prevent active opposition and manufacture consent - aiming at voluntarily giving up of the democratic rights gained by the masses.

In general, Monopoly capitalism itself is reactionary politically and always carry within the reactionary tendency.

In any particular the forms of implementation of reactionary policies depends on the "balance of power" in that given country. Some will use the "fear factor" in various forms - including the use of a concocted "danger of the portioning of country by some hostile!!minority or group - either nationalist or communist"- excuse, others would not have the need to do so. The existence or non-existence of "Popular resistance" to reactionary measures by the ruling classes depends on the balance of power, education and democratic traditions of masses, the existence or non-existence of objective and (much more) subjective conditions of revolution at any given time in any given country.

In most other countries democratic rights gained as a byproduct of long struggles can be, and are being taken away with the introduction of military or otherwise coups, autocratic systems - just because they can - unfortunately due to the balance of power tilts on their side and there is no "experience" and long "tradition of bourgeois democratic rights" and thus, they do not face a strong opposition. However, in industrial countries -so called democratic countries - there is a long history of experience and tradition of democratic rights. That is why it is NOT as easy for the ruling classes to take away the democratic rights without facing mass opposition. Here comes the "fear factor" as a necessary and useful tool. They create the conditions for the "fear" through planned, programmed provocations -even to the expense of the massacre of their own people - we have seen various examples in the US and EU. Once the conditions for fear is created, masses will be giving up their democratic rights voluntarily - as it has been the case in aforementioned countries. 

Centuries of experience, power, means and tools they have in their possession, makes it easy for the elite of these countries to create the conditions, manipulate the masses and manufacture consent even for “giving up their democratic rights” without a fight. That is, especially currently, the use-purpose of “fear” for the ruling classes in most countries of the world. 

Trend in the world is toward reaction - autocracy, fascism. Tool for this trend used is the “fear factor” in various forms resulting either military or civil coups, or “ voluntary giving up” without a fight.

***********

Mevcut gerici eğilim ve demokratik hakları geri almaya yönelik gerici tedbirler le ilgili olarak  "Korku Faktörü" üzerine kısaca.

Güncel gelişmelerle birlikte, sanayileşmiş ülkelerdeki egemen sınıfların kitleleri herhangi bir muhalefet olmaksızın gönüllü olarak "demokratik haklarından" vazgeçmeye ikna etmelerinin en önemli yollarından biri "korku faktörü" olmuştur. Son zamanlarda, özellikle günümüzdeki dünyadaki eğilim, burjuva demokrasisinin gerici, otokratik, faşist hükümet biçimlerine doğru olduğudur.

Kitlelerin uzun süre burjuva demokrasisi deneyimine ve geleneğine sahip olduğu bazı ülkelerde (ABD, İngiltere, Fransa vb. ülkelerde), hakim sınıflar kaçınılmaz olarak alacakları gerici önlemlere aktif muhalefetle karşılaşacaklardır. Bu özelde, aktif muhalefeti önlemek ve kitleler tarafından kazanılan demokratik haklardan , kendilerinin gönüllü olarak vazgeçmelerini amaçlayan kabullenme üreterek, gerici önlemlerin uygulanması için koşullar yaratacak ve korku faktörünü kullanacaklardır.

Tekelci kapitalizminin kendisi siyasi olarak genelde, gericidir ve her zaman gerici eğilimi içinde taşır.

Her hangi bir özgülde, gerici politikaların uygulanma biçimleri, söz konusu ülkedeki "güçler dengesine" bağlıdır. Bazıları "korku faktörünü" çeşitli biçimlerde kullanacak - buna "ülkenin düşman bir azınlık veya grup - milliyetçi ya da komünist - tarafından bölünme tehlikesi" de dahil olmak üzere - bahanelere ihtiyacı olacak, diğerlerinin bunu yapmaya bile ihtiyacı olmayacaktır. Yani Egemen sınıfların gerici önlemlerine karşı "halk direnişi" nin varlığı veya yokluğu, herhangi bir ülkede, herhangi bir zamanda ki güç dengesine, kitlelerin eğitimine ve demokratik geleneklerine, nesnel ve ( daha çok) öznel devrim koşullarının varlığına ya da yokluğuna bağlıdır.

Diğer bir çok ülkede, uzun mücadelelerin bir yan ürünü olarak kazanılan demokratik haklar, askeri veya sivil darbelerin getirilmesiyle, otokratik sistemlerin yerleştirilmesiyle onların ellerinden alınmaktadır - sırf yapabildikleri için - çünkü güçler dengesi onların taraflarında ağır basıyor ve kitlelerin "deneyim" ve uzun "burjuva demokratik haklar geleneği" olmadığından güçlü bir muhalefetle karşılaşmazlar. 

Bununla birlikte, demokratik ülkeler olarak adlandırılan sanayileşmiş ülkelerde uzun bir demokratik haklar deneyimi ve geleneği olduğundan, Egemen sınıfların kitlesel muhalefetle karşılaşmadan demokratik hakları ellerinden alması bu nedenle kolay DEĞİLDİR. İşte bu noktada, "korku faktörü" gerekli ve faydalı bir araç olarak ortaya çıkıyor. Planlı, programlı provokasyonlarla - ABD ve AB'de çeşitli örnekler gördüğümüz gibi, kendi halkının katliamı pahasına korku faktörü" için koşullar yaratıyorlar. Korku koşulları oluştuğunda, yukarıda adı geçen ülkelerde -olduğu gibi, kitleler demokratik haklarından gönüllü olarak vaz geçeceklerdir.

Yüzyıllardır sahip oldukları tecrübe, güç, araç ve gereçler, bu ülkelerin hakim sınıflarının bu tür koşulları yaratmasını, kitleleri manipüle etmesini ve muhalefet olmadan, mücadele vermeden "demokratik haklarından vazgeçmeleri" için "kabullenme" üretmesini kolaylaştırmaktadır. Bu, özellikle içinde bulunduğumuz şu dönemde, dünyanın birçok ülkesinde egemen sınıflar için, “korku”nun kullanım amacı haline gelmiştir.

Dünyadaki eğilim gericiliktir - otokrasi, faşizm. Bu eğilim için kullanılan araç, askeri ya da sivil darbelerle , ya da mücadele vermeden  “gönüllü olarak pes etmek" le sonuçlanan , farklı şekillerdeki “korku faktörü” dür.

No comments

Powered by Blogger.